Pankreatit nedir?

Pankreas, karnın sağ tarafında sol böbrek ile bağırsak yolu (on iki parmak bağırsağı)arasında yer alan mideye bitişik olan küçük,  pembe, v şeklinde hayati bir doku şerididir. Yaklaşık yarım kilo ağırlığındadır.

Pankreasın iki farklı işlevi olan endokrin ve ekzokrin pankreas olmak üzere iki ayrı bölümü vardır:

Endokrin pankreas çeşitli hormonlar üretir. Pankreas tarafından üretilen ana hormonlardan ikisi, kan şekerini düzenleyen glukagon ve insülindir. Endokrin pankreasın en yaygın bozukluğu, insülin üretiminin azalmasından kaynaklanan ve kan şekeri düzeylerinin yükselmesine neden olan şeker hastalığıdır (diyabet) .

Ekzokrin pankreas, yağların, proteinlerin ve karbonhidratların sindirimine yardımcı olmak için bağırsak yoluna verilen enzimleri üretir. Ana faaliyeti kimyasallar (enzimler) açısından zengin güçlü bir sıvı üretmek ve salgılamak olan ekzokrin fonksiyonunun bozulması nedeniyle, bu enzimler erken aktive olurlarsa (normalde, sindirim enzimlerinin pankreas dokusuyla doğrudan temas etmelerini önleyen küçük damlacıklar halinde tutulur), pankreasa ve çevre dokuya sızarak hasara ve iltihaplanmaya neden olabilirler. Bu hastalık pankreatit olarak bilinir.

Bazı kedilerde pankreatite genellikle karaciğer ve bağırsak iltihabı da eşlik eder. Bu çok organlı inflamatuar süreç, bazen “triaditis” olarak adlandırılır. Bunun nedeni, akut pankreatit ile ilişkili iltihaplanmanın, sindirim enzimlerinin karın boşluğuna dökülmesine izin vermesidir.

Pankreatit için yaş, cinsiyet veya cins yatkınlığı yoktur. Akut pankreatit, hafif, ödemli bir form veya daha şiddetli, hemorajik bir form alabilir.

Akut pankreatit atağından iyileşen bazı kediler, tekrarlayan pankreatit nöbetleri geçirmeye devam edebilir. Buna kronik pankreatit denir.

Pankreatitin nedeni nedir?

Normal olarak pankreas enzimleri, aktif olmayan bir durumda üretilir ve pankreas kanalından ince bağırsağın bir parçası olan duodenuma gider. İnce bağırsağa ulaştıklarında, sindirime başlarken aktive olurlar. Pankreatit söz konusu olduğunda, bu enzimler daha sonra ince bağırsakta aktive olmak yerine pankreasta erken aktive edilir. Bunu, hedeflenen yere ulaşmadan aniden patlayan, zaman salımlı bir kapsül olarak düşünün; bu durumda pankreas enzimleri olması gerekenden önce sindirmeye başlar. Bu, pankreasın kendisini sindirimi ile sonuçlanır ve böylece klinik belirtiler başlar. Pankreatitin klinik belirtileri çoğunlukla değişkendir ve hastalığın yoğunluğu organ tutulumunun derecesine bağlı olur.

Bu konular hakkında daha fazla bilgi için lütfen “Kedilerde İnflamatuar Bağırsak Hastalığı” ve “Kedilerde Diabetes Mellitus” konularını da araştırın.

Pankreatitin klinik belirtileri nelerdir ve nasıl teşhis edilir?

En yaygın klinik belirtiler bulantı, kusma, ateş, uyuşukluk, karın ağrısı, dehidrasyon, ishal ve iştah azalması ve gözle görülür bir karın kitlesi, nefes darlığı, kas koordinasyonu kaybı (ataksi) ve düşük vücut ısısıdır (hipotermi).

Pankreatit şüphesi olan kedilerde yüksek düzeyde karın sıvısı ve ciltlerinde, diş etlerinde, gözlerinin beyazlarında ve ağızlarının içindeki dokuda sarımsı bir renk görüldüğü belirtilmektedir. Atak şiddetli ise, akut şok veya ölüm meydana gelebilir.

Pankreatit nasıl teşhis edilir?

Laboratuvar testlerinde genellikle yüksek beyaz kan hücresi sayısı ile ortaya çıkar; bununla birlikte, yüksek beyaz kan hücresi sayımı, pankreatit dışında başka koşullardan da kaynaklanabilir. Kanda pankreas enzimlerinde yükselme varsa tanı doğrulanır ancak pankreatitli birçok kedi normal pankreas enzim seviyelerine sahip olabilir. Son yıllarda pankreatik enzim seviyeleri normal olsa bile pankreatiti teşhis etmek için yeni bir pankreas testi kullanılmaktadır.

Pankreatit için en spesifik kan testi kedi pankreas lipaz immünoreaktivitesi veya fPLI olarak bilinir. Pankreasa özgü bir belirteci arar çünkü konsantrasyonlar genellikle pankreas iltihabı ile artar. Bu testin bir formu olan SNAP fPL, hızlı bir testtir ve birçok veteriner muayenehanesinde aynı gün içinde sonuç verebilirken, başka bir form oaln Spec fPL’de, kanın bir laboratuvara gönderilmesi gerekir. Spec fPL, şu anda kedilerde pankreatit teşhisi için mevcut en hassas kan testi olsa da, hafif veya kronik pankreatit vakalarını gözden kaçırabilir.  

En doğru sonuçlar için 6 – 12 saatlik bir oruç gerektiğini unutmamak önemlidir. Ayrıca pankreatitli bir kedide düşük olabileceğinden ve takviyeler iyileşmeye yardımcı olabileceğinden, kanın kobalamin ve folat seviyelerinin, aynı anda kontrol edilmesi önerilir.

Bu testle ilgili daha fazla ayrıntı için “Kedilerde Pankreatit – Pankreasa Özgü Lipaz” yazısını inceleyiniz.

Radyografi, kedilerde pankreatit teşhisi için bir başka önemli testtir. Röntgen genellikle pankreatite özgü değişiklikleri göstermese de, bağırsak tıkanıklığı gibi kedilerde iştah azalması ve kusmanın diğer yaygın nedenlerini ekarte etmek için önerilebilir ve şiddetli hemorajik pankreatitte pankreas bölgesinde iltihaplanma ile ilişkili değişiklikleri gösterebilir.

Deneyimli bir veteriner tarafından yapılan ultrason çalışmasında, organın büyümüş mü yoksa şekilsiz mi olduğu görülebilir ve pankreasta veya çevresindeki bölgede doku iltihabı, pankreas büyümesi veya bölgeyi çevreleyen sıvı dahil olmak üzere pankreatitli kedilerin pankreasındaki değişiklikleri belirleyebilir. Bu değişiklikler genellikle akut pankreatit vakalarında daha belirgindir.

Pankreas hücrelerindeki akut veya kronik değişiklikleri mikroskop altında tespit etmek için pankreas biyopsisi de tanı açısından çok etkili olabilir ancak bu test genel anestezi ve abdominal cerrahi gerektirdiğinden pek önerilmez. Çünkü pankreas dokusunun cerrahi olarak çıkarılması, organda daha fazla iltihaplanmaya neden olabilir.

Ne yazık ki, pankreatitli birçok kedi, bu testlerden herhangi biri ile tespit edilemeyebilir. Spesifik olmayan değişiklikler yaygın olsa da, tam kan sayımı ve kimya panelinden oluşan genel tarama normal olabilir. Birçok kedide kusma nedeniyle bazı karaciğer enzimlerinde yükselmeler ve elektrolitlerde değişiklikler olur. Dehidrasyon ayrıca alyuvar sayısında yükselmeye veya böbrek değerlerinde hafif artışlara neden olabilir ancak bu değişikliklerin hiçbiri pankreatitli kedilere özgü değildir ve birçok hastalıkta görülebilir.

Sonuç olarak, pankreatit tanısı birçok vakada yalnızca klinik belirtilere (çoklu kan testleri ve görüntüleme sonuçları dikkate alınarak) ve tıbbi öyküye dayalı olarak akut veya kronik olarak tanımlanabilmektedir.

Pankreatit nasıl tedavi edilir?

Kedi pankreatiti tedavisinin ana hedefi dehidrasyon, mide bulantısı, ağrı ve beslenmenin yönetimidir. Nispeten hafif vakalar için ayakta ve evde tedavi yoluyla sağlanabilir ancak şiddetli ve akut pankreatit vakalarında intravenöz tedavi için hastaneye yatış ve yoğun beslenme desteği gerekebilir.

Pankreatitin tedavisinin başarısı, erken teşhise ve hızlı tıbbi tedaviye bağlıdır. Hafif, ödemli pankreatitin tedavisi, pankreası “dinlendirerek” ve vücudun kendini iyileştirmesi sağlanarak desteklenebilir. Pankreasın “kapatılmasının/dinlendirilmesinin” tek yolu, tüm oral sıvıların ve yiyeceklerin kesilmesidir. Böylece pankreas, yanlışlıkla kendisine veya çevresindeki organlara daha fazla zarar verebilecek herhangi bir sindirim enzimi salgılamak zorunda kalmaz.

Normal sıvı ve elektrolit dengesini korumak için intravenöz sıvı ve yoğun ağrıyı kontrol etmek için analjezikler verilir. Kedi pankreatitinin tedavisinde hidrasyon ve sıvı desteği kritik öneme sahiptir. Dehidrasyon çok yaygın bir bulgudur ve sıvı kaybı bazı hastalarda kan basıncını etkileyecek kadar şiddetli olabilir. Bu durumlarda, kediye hastanede sıvı kaybının neden olduğu elektrolit anormalliklerini düzeltmesi için intravenöz sıvı tedavisi başlanır. Daha hafif vakalarda, deri altı sıvılar veteriner kliniğinde ve hatta evde verilebilir (Bkz. Deri Altı Sıvı Verme).

Şiddetli hemorajik pankreatit varsa veya kedi sistemik şok belirtileri gösteriyorsa, şoka karşı koymak için agresif dozlarda intravenöz sıvı ve ilaçlar kullanılarak yoğun bakım gereklidir. Veteriner hekim altta yatan nedenin inflamatuar bağırsak hastalığı ile ilgili olabileceğinden şüpheleniyorsa, kedinin beslenme hassasiyetine uygun bir diyete girmesi gerekebilir. Ek olarak, kedide aynı anda diabetes mellitus bulunursa, daha farklı bir tedavi gerekebilir. Tedavi sırasında kedinin kan şekerinin yakından izlenmesi önemlidir. 

Birçok vakada ayrıca anti-inflamatuar ilaçlar veya kusma (kusmanın görülmediği durumlarda bile bulantı önleyici ilaçlar) veya ishali kontrol altına almak için farklı ilaçlar da gerekebilir.

Antibiyotikler pankreatit için normalde reçete edilmez. Bununla birlikte, bağırsak yolu veya karaciğerin bakteriyel enfeksiyonu (kolanjit) varsa, antibiyotik tedavisi uygundur ve veteriner uygun antibiyotik türü ve tedavi süreci konusunda karar verir. Bazı antibiyotikler bulantı, kusma ve ishale neden olabilir, bu nedenle enfeksiyona yönelik en iyi antibiyotiği belirlemek için veterinerle yakın çalışılması önemlidir.

Pankreatitli birçok kedi mide bulantısı yaşar (örneğin yiyeceğe ilgi gösterirken sadece yalama/koklama ve uzaklaşma, dudak yalama, dudak şapırdatma ve diş gıcırdatma). Dolasetron (Anzemet®) ve Ondansetron (Zofran®), kedilerde mide bulantısını gidermede çok etkilidir. Ondansetron genel olarak günde iki kez 4 mg’lık bir tabletin ¼’ü oranında uygulanır. Dolasetron veteriner tarafından reçete edilir.

Maropitant sitrat (Cerenia®), kusma ve mide bulantısını kontrol etmede etkilidir. Kedilerde popüler ve etkili bir antiemetik haline gelmiştir ve kedi kusuyorsa deri altı enjeksiyonla da uygulanabilir. Veteriner ilacı olduğu için, hap formu veterinerden alınacak bir reçete ile temin edilebilir. Cerenia genellikle 0,5 mg/lb (1 mg/kg) ve art arda en fazla beş gün süreyle uygulanır. Enjekte edilebilir cerenia veteriner tarafından reçete edilir.

Veteriner Pepcid AC 10mg (famotidin) gibi bir antasit ihtiyacı olup olmadığını belirlemelidir. Pankreatitli birçok kediye antasit gerekmez. Berrak, köpüklü kusma veya kamburluk gibi mide asidi belirtisi yoksa (ki bu da ağrı belirtisi olabilir), o zaman genellikle antasitler verilmez. Uygun görüldüğünde, Pepcid AC’nin yaygın dozu, yemekten 30 dakika önce günde en fazla iki kez 10 mg’lık bir tabletin ¼’üdür.

Pankreatitli kedilerin çoğu, intravenöz sıvı ve ilaçlar verilirken iki ila dört gün boyunca hastanede kalır ve gıdaya yavaş yavaş yeniden başlanır çünkü yemek yemeyen kedide ciddi karaciğer hastalığı gelişebilir. Bu yüzden gerekirse yardımlı beslenme (zorla) veya doğrudan midesine giden tüplerle beslenmelidir. İştah azalması genellikle mide bulantısı ile ilişkilidir ve mide bulantısı tedavi edildiğinde iştah genellikle iyileştirilebilir. En yaygın bulantı önleyici ilaçlardan biri olan maropitantın (Cerenia)’ın hayvanlarda karın ağrısını azaltmaya da yardımcı olduğu görülmüştür.

Kediler acıyı çok iyi saklarlar ancak pankreatit ağrılı bir durumdur ve kedilere ağrı tedavisi uygulanmalıdır. Buprenorfin gibi opioid ilaçlar reçete edilebilir. Normalde her 8 saatte bir dozlanır. Kedi ajite olursa veya uyuşturucuyla ajite olma öyküsü varsa, veteriner bilgilendirilmelidir. Diğer ağrı kesici formları arasında fentanil yakıları ve tramadol yer alır ancak bunlarda yan etkiler görülebilir.

Kedi pankreatitinin tedavisinde erken beslenme desteği çok önemlidir. Araştırmalar, bir kedinin yemek yemeye ne kadar erken dönerse, hızlı iyileşme için prognozun o kadar iyi olduğunu göstermiştir. Mide bulantısı giderici ve ağrı kesici ilaçlar iştahı açmıyorsa, Cyproheptadine ve Mirtazapine (Remeron®) gibi iştah uyarıcılar ve kulak içine uygulanan transdermal bir preparat kullanılabilir. Veterinerle iştah uyarıcı vermenin anoreksik bir kedi için uygun olup olmadığı görüşülmelidir.

Bu tedavi başarılı olmazsa, gıdanın doğrudan mideye verilmesini sağlamak için veteriner hekim tarafından bir besleme tüpü yerleştirilebilir. Doğru bir beslenme tedavisi, kedilerin pankreatitten daha çabuk iyileşmesine yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda hepatik lipidoz gibi uzun süreli anoreksiyanın diğer komplikasyonlarını da önler. Diyet ve beslenme tedavisi yoluyla kesinlikle rahatlama sağlanabilse de, kedi pankreatiti için tek tip etkili bir tedavi yoktur.

Steroidler veya antibiyotikler gibi diğer tedaviler, çoğu pankreatit vakasında genellikle endike değildir ancak eşzamanlı başka bir hastalık varsa Prednizon, prednizolon veya deksametazon gibi ilaçlarkullanılabilir. Veteriner steroid tedavisinin gerekli olduğuna inanırsa, insülin ihtiyacı steroid kullanımıyla “artabilir”, buna dikkat edilmelidir.

Metilkobalamin takviyesi ve SAME-e: Kedinin kobalamin seviyesi, kobalamin testinde düşük çıkmışsa, veteriner metil B12 takviyesini uygun görebilir. Pankreatit veya inflamatuar bağırsak hastalığı (IBD) olan kediler için malabsorpsiyon sorunları, oral metil B12’nin uygun şekilde emilmesini engelleyebilir. Pankreatit veya IBD mevcut olduğunda B-12 (siyanokobalamin) enjeksiyonlarının kobalamin eksikliklerini daha iyi giderip gideremeyeceği veterinerile görüşülmelidir. S-Adenosilmetionin (SAMe), veterinere danışılarak dikkate alınması gereken ek bir tedavi olarak belirtilebilir. SAM-e, kediler için mevcut olan Marin™ (E vitamini ve silybin), Denosyl® (SAMe) ve Denamarin® (SAMe ve silybin) gibi veterinerlik ürünlerinde bulunur.

Pankreatit teşhisi konan bir kedinin prognozu nedir?

Prognoz (prognoz ya da öngörü, bir hastalığın seyri hakkında tahmin ve iyileşme şansı olup olmadığı anlamında kullanılan tıbbi bir terimdir), teşhis edildiğinde hastalığın ciddiyetine ve ilk tedaviye verilen cevaba bağlıdır. Şok ve depresyon ile gelen kedilerin prognozunda çok dikkatli olunmalıdır. Akut pankreatitin hafif formlarının çoğu, iyi bir prognoz gösterir.

Hafif ila orta dereceli hastalık formlarına sahip kedilerde, tekrarlayan ataklar mümkün olsa da, erken müdahale ve agresif tedavi ile iyileşme prognozu genellikle çok iyidir. Bununla birlikte, çok şiddetli akut pankreatit formları olan kedilerde pankreatit ölümcül olabilir.

Uzun vadede herhangi bir sorun olur mu?

Çoğu kedi, uzun vadeye kalmadan iyileşir. Bununla birlikte, şiddetli veya tekrarlayan pankreatitte aşağıdaki sorunlardan biri veya daha fazlası gelişebilir:

  • Sindirim enzimleri üreten önemli sayıda hücre yok edilirse, bunu gıda sindirimi eksikliği takip edebilir. Bu, ekzokrin pankreas yetmezliği olarak bilinir ve gıdaya günlük olarak eklenen enzim tabletleri veya toz uygulamasıyla tedavi edilebilir.
  • İnsülin üreten önemli sayıda hücre yok edilirse, diyabet ortaya çıkabilir. Bu genellikle günlük insülin enjeksiyonları ile tedavi edilebilir.
  • Kronik form ortaya çıkarsa, teşhis edilmesi zor olan tekrarlayan hastalık nöbetleri olabilir. Bu kediler birkaç gün boyunca iştahsızlık, ateş ve uyuşukluk yaşayabilir. Bazı durumlarda, sonunda diyabet gelişebilir.

Kaynaklar:

https://vcahospitals.com/know-your-pet/pancreatitis-in-cats

https://www.vet.cornell.edu/departments-centers-and-institutes/cornell-feline-health-center/health-information/feline-health-topics/pancreatitis

https://www.felinediabetes.com/FDMB/threads/a-primer-on-pancreatitis.83108/

Anahtar Kelimeler: Kedilerde kronik böbrek yetmezliği, kedilerde böbrek yetmezliği, kedi ve böbrek yetmezliği, kedilerde fosforun önemi, kedi ve fosforkedilerde diyabet, kedi ve diyabet, diyabet ve kedi, kedilerde şeker hastalığı, kedi ve şeker hastalığı, şeker hastalığı ve diyabetkedilerde kan şekeri, kedi ve kan şekeri, kedilerde yüksek kan şekeri, kedi ve yüksek kan şekeri, kedilerde pankreatitis, kedilerde pankreatit

Paylaşmak önemsemektir!

Share

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Copy Protected by Chetan's WP-Copyprotect.