Pankreatit kedilerde tespiti zor bir hastalıktır ve bu nedenle çoğunlukla geç teşhis edilir. Bunun birkaç nedeni vardır. Kedilerde pankreatit, uyuşukluk, iştah azalması, dehidrasyon ve kilo kaybı gibi belirtilerle kendini gösterir. Fiziksel muayene ve rutin laboratuvar bulguları spesifik değildir ve yakın zamana kadar, teşhis araçları sınırlıydı. Hastalığı teşhis etmedeki zorluğun sonucu olarak, tedavi seçenekleri de tam olarak belirlenemiyordu.

Artık SNAP® fpl™ ve Spec fpl® testleri var ve spesifik olmayan belirtilerle başvuran kedilerde pankreatit olup olmadığı rahatça belirlenebiliyor. Bu hastalık hakkındaki bilgimiz arttıkça, yeni spesifik tedavi yöntemleri de ortaya çıkabilir. Şu anda bu hastalığa sahip kedilerin tedavisinde ve süreci yönetme konusunda bazı olanaklara sahibiz. Bunlar, vakaları daha doğru bir şekilde değerlendirmek için kullanılabilir.

İnsanlarda yapılan plasebo kontrollü çalışmalarda, pankreatit için etkili olduğu kanıtlanmış tek tedavi stratejisi: sıvı desteği, ağrı yönetimi ve beslenme desteğidir. Bunlar pankreatitli kedilerin tedavisinde de tedavinin temel dayanağıdır. Ancak araştırmalar göstermiştir ki, yaklaşık 2/3 kedinin kronik bir hastalığı vardır. Bu nedenle pankreatit tedavisi konusunda yapılabilecekler çok net değildir. Ek olarak, birçok kedide eşzamanlı hastalıklar mevcuttur (örn., diabetes mellitus, hepatik lipidoz, kolanjit ve inflamatuar barsak hastalığı). Hem pankreatit hem de eş zamanlı hastalıkların tanı ve tedavisi, başarılı bir sonuç almakta kritik öneme sahiptir.

Sıvı tedavisi

İntravenöz sıvı tedavisi, pankreatitli bir hastayı desteklemenin anahtarıdır. Ana amaç pankreasın yeterince perfüze (doku, organ ve hücrelerin beslenmesi) bir durumda olmasını sağlamaktır. Başlangıçta, sıvı desteği dehidrasyonu düzeltmelidir. İlk 12–24 saat boyunca bakım yapılırken, kusma ve ishalden kaynaklanan ve devam eden sıvı kayıplarının yerine konması önemlidir (örn. peritoneal efüzyonlar pankreatitte sekonderdir). Asit-baz ve elektrolit anormallikleri, yakından izlenir ve düzeltilir. Bir kedide hipokalsemi tespit edilirse, akut nekrotizan pankreatit ile kalsiyum glukonat 12-24 saat boyunca intravenöz olarak 50-150 mg/kg dozlarda verilir ve serum toplamı veya iyonize kalsiyum konsantrasyonları tedavi sırasında izlenir. Dekstran veya heta nişastası gibi kolloidler, özellikle hastalarda onkotik basıncı desteklemek için kullanılabilir bunlar hipoalbüminemidir. Plazma tedavisi, o kadar kolay olmasa da köpekler için olduğu gibi kediler için de yapılır, koagülopati veya yaygın damar içi pıhtılaşma (DIC) kanıtı varsa kullanılabilir.  

Ağrı Yönetimi

Karın ağrısı, pankreatitli köpeklerde sıklıkla görülür ancak kedilerde nadiren saptanır. Bununla birlikte, birçok kedi analjezik tedavi sağlandığında klinik iyileşme gösterir. Bu nedenle, birçok uzman akut pankreatitli tüm kedilerde ağrı yönetiminin yapılması gerektiği konusunda hemfikirdir ve opioid tedavisi tavsiye edilir. Fentanil transdermal yakılar daha uzun süre rahatlık sağladıkları için ağrı kesici olarak yaygın kullanılmaktadır. Ağrı kontrolünde yeterli fentanil düzeyine ulaşılması en az 6 saat sürer; bu nedenle, fentanil yakısının uygulanması sırasında önerilen protokol, intravenöz buprenorfin gibi başka bir analjezik uygulanmasıdır. Ek ağrı kesici ilaç gerekip gerekmediğini yakından görmek için kedi izlemeye alınır. Kediler kronik pankreatitte ağrı yönetiminden fayda görebilir. Ayakta tedavi seçenekleri arasında fentanil yakısı, dil altı buprenorfin, oral butorfanol veya tramadol vardır.

Antiemetik Tedavi

Köpeklerde pankreatitin ayırt edici özelliği olan kusma görülmeyebilir. Kedilerde aralıklı kusma varsa, kontrol altına alınmalıdır ve eğer yoksa bir antiemetik ile tedavi devam etmelidir. Mide bulantısını tedavi ettiği düşünülen birkaç antiemetik mevcuttur. Metoklopramid (Reglan®), kedilerde popüler bir antiemetiktir ve birçok hekim tarafından kullanılmaktadır. Dolasetron (Anzemet®) ve Ondansetron (Zofran®), CRTZ’deki serotonin 5-HT3 reseptörleri üzerinde etkisi nedeniyle kedilerde çok etkilidir. Son olarak, Maropitant Sitrat (Cerenia®) sadece köpeklerde kullanılmak üzere etiketlenmiş olmasına rağmen, kedilerde kullanımı da popüler hale gelmiştir ve nörokinin (NK) ve kusma merkezindeki reseptörler üzerinde etkili bir antiemetiktir ve köpek dozunun ½ si kullanılabilir.

Gıda Desteği

Uzmanlar pankreatitli tüm hastalarda enteral beslenme desteği önerir. Geçmişteki ağızdan hiçbir şeyin verilmemesi (NPO) önerisi, pankreatitli hayvanlar için artık geçerli değildir. Çünkü yeterli kalori sağlanmazsa kedilerde hepatik lipidoz gelişebilir. Yeni dogma şöyledir: eğer gastrointestinal sistem işler durumdaysa, onu kullanın; eğer hasta kusuyorsa, yiyecekleri tutmaları için bir antiemetik verin. Enteral beslenme,  gastrointestinal bariyeri stabilize eder, enterositi iyileştirir, gastrointestinal motiliteyi iyileştirir, katabolizmayı önler, sağlık ve bağışıklık fonksiyonunu destekleyerek morbidite ve mortaliteyi azaltır. Pankreatitli kediler iştahsızdır bu nedenle, oral beslenme ile yeterli kalori alınamaz. Uygun kalori seviyesine ulaşmak zor olduğu için zorla besleme de gıdadan kaçınmaya neden olabileceği için zorla besleme önerilmez. Enteral beslenme nazogastrik, nazoözofageal, özofagostomi, gastrostomi veya jejunostomi tüpleri dahil olmak üzere çeşitli besleme tüpleri ile sağlanabilir. Kusma kontrol altına alınamıyorsa, hastanın kalori ihtiyaçlarının bir kısmı veya tamamını sağlamak için kısmi parenteral beslenme (PPN) veya total parenteral beslenme (TPN) uygulanabilir. TPN yalnızca 24 saat bakım veren kliniklerde mevcuttur ancak PPN kullanıcı açısından daha kolay ve pratiktir. Bazı uzmanlar bir besleme tüpü aracılığıyla mikroenteral beslenme ile gastrointestinal sistemin beslenmesinin sağlanmasını önermektedir. Az miktarda enteral beslenmenin bile hastalığın NPO komplikasyonlarını önleyebileceği gösterilmiştir.

Diyet

Kediler için uygun bir diyetle pankreatitin önlenmesine yönelik saptanmış hiçbir çalışma yoktur. Beslenme uzmanları, yüksek yağlı gıdaların kedilerde pankreatite neden olduğu görüşüne katılmamaktadır. Ancak, bazıları dahiliyeciler yüksek yağlı diyetlerden kaçınırlar. Nazogastrik, nazoözofageal ve jejunostomi tüpleri ile sıvı beslenme önerilir. Ticari olarak temin edilebilen CliniCare® Köpek/Kedi Sıvı Diyeti (Abbott Animal Health) yağ oranı yüksek olmasına rağmen yaygın olarak kullanılır. İnsanlar için formüle edilmiş sıvı mamalar, kediler açısından çok düşük protein içerir. Düşük kalıntılı, az yağlı, sindirimi kolay, harmanlanmış konserve mamalar da özofagostomi veya gastrostomi tüpleri aracılığıyla verilebilir.

Pankreatitli kedileri beslemek için çeşitli  görüşler vardır. Bir kedi için en uygun diyet, genellikle deneme yanılma yoluyla bulunur. Aslolan kedinin yemeye devam etmesidir. Pankreatitli kedilerde sıklıkla eşzamanlı hastalıklar vardır. Düşük posalı bir diyet sadece pankreatiti olan bir kedide tercih edilen diyet olabilir ancak eşzamanlı bağırsak hastalığı varsa, protein diyeti daha iyi bir seçim olabilir. Bu nedenle, kediler bu özel diyetlerden birini kabul etmezse, daha önce sevdikleri diyete geri dönülmelidir.

İştah Uyarıcılar

Kalori alımını desteklemeye yardımcı olan iştah uyarıcılar, beslenme tüpü ihtiyacını azaltabilir ve zamanla besleme tüpünün çıkarılmasını destekleyebilir. Mirtazapin (Remeron®) her 3 günde bir 15 mg tabletin 1/4’ü günde 1 kez kullanılabilir. Cyproheptadine, kedilerde kullanım için etiketlenmiştir ancak günde iki kez uygulanmalıdır.

Glukokortikoid Tedavisi

Pankreatitli kedilerin kolanjit kompleksi, inflamatuar bağırsak hastalığı gibi eş zamanlı hastalıklarını tanımlamak için “triaditis” terimi kullanılır. Antiinflamatuar prednizon, prednizolon veya deksametazon ile tedavi, bu hastalarda kontrendike değildir ve oldukça etkili olabilir. Tek başına kronik pankreatiti olan kediler, kortikosteroidlerin anti-inflamatuar etkilerinden gerçekten faydalanabilir.

Antibiyotik Tedavisi

Pankreatit genellikle kedilerde steril bir süreçtir ve antibiyotik nadiren önerilir. Süpüratif kolanjiohepatitli vakalarda süpüratif pankreatit şüphesi varsa (gastrointestinal sistemdeki bakteriyel translokasyon sonucu), bakteriyel peritonit, diğer enfeksiyonlar (örn. idrar yolu enfeksiyonu) nedeniyle kullanımlarıyla ilgili endikasyonlar arasında, sepsis olabilir. Bazı antibiyotikler mide bulantısına ve kusmaya neden olabileceğinden kullanılmaları önerilmez.

Antasit Tedavisi

H2-reseptör antagonistleri (ranitidin veya famotidin) veya proton pompası inhibitörlerin (pantoprazol) rutin olarak kullanılmaları tavsiye edilmez ancak gastrointestinal ülserasyon endişesi varsa kullanımları düşünülmelidir.

Antioksidan Tedavisi

Pankreatitli kedilerde antioksidan tedaviyi düşünmek için bazı gerekçeler vardır. Vitamin C ve E, silybin, S-Adenosilmetionin (SAMe) ve omega-3 yağ asitleri reçete edilebilir. Veteriner ürünleri, Marin™ (E vitamini ve silybin), Denosyl® (SAMe) ve Nutramax Laboratories, Inc.tarafından üretilen Denamarin® (SAMe ve silybin), kediler için üretilmiştir.

Kobalamin (B12 Vitamini) Takviyesi

Kobalamin (B12 vitamini) ileumda emilen, suda çözünen bir vitamindir. Serum kobalamin konsantrasyonlarında azalma, inflamatuar bağırsak hastalığı gibi gastrointestinal hastalığı olan kedilerde görülebilir. Pankreatitli kedilerde sık görülen bir durumdur. Pankreatitli kedilerde eşzamanlı gastrointestinal hastalık görülür; bu nedenle, serum kobalamin konsantrasyonlarının ölçümü önerilir. Kobalamin eksikliği saptanırsa, parenteral enjeksiyonla desteklenmelidir. Kobalaminin jenerik formülasyonları kolayca temin edilebilir ve son derece uygun fiyatlıdır. Pankreatitli kediler için önerilen doz 250 µg/enjeksiyondur; 6 hafta boyunca haftada tek doz, ardından 6 hafta boyunca 2 haftada bir tek doz, ardından aylık enjeksiyonlar uygulanır.

İnsülin Tedavisi

Akut pankreatitli kediler insüline dirençli hale gelebilir ve geçici diabetes mellitus gelişebilir.  Şeker hastalığı geçebilir veya kronik pankreatit devam ederse kalıcı hale gelebilir. İnsülin tedavisi, pankreatitin şiddetinin artması ve azalması sonucunda insülin gereksinimlerinin değişebileceği dikkate alınarak kedinin durumuna göre değerlendirilmelidir.

Akut Pankreatitin İzlenmesi

Hastanede yatan kedilerin yakından izlenmesi gerekir. Vücut ağırlığı ve sıvıların tolere edildiğinden emin olmak için solunum hızı izlenmelidir. Packed cell volume (PCV), toplam katılar, elektrolitler, toplam veya iyonize kalsiyum, BUN ve kreatinin, asit-baz durumu, kan basıncı ve idrar çıkışı günlük olarak  değerlendirilmelidir. CBC, kimya paneli ve hatta laktat seviyeleri olumlu gelişmeler oluşana kadar her 2-3 günde bir tekrar edilmelidir. Ağır vakalarda veya koagülopati kanıtı varsa, DIC’nin gelişip gelişmediğinin saptanması için (örneğin, PT, PTT, trombositler, fibrinojen, FDP’ler, D-dimer) kedi yakından izlenmelidir. Safra tıkanıklığının göstergesi olarak ikterus, kalıcı veya ilerleyici hiperglisemi veya ketoz gelişimi için kedi gözlemlenmelidir. Ek olarak, hastanede yatan kedilerde her 2-3 gün de bir Spec fPL konsantrasyonunun izlenmesi, pankreas iltihabındaki azalmayı takip etmeye yardımcı olabilir.

Kronik pankreatitin izlenmesi

Kronik pankreatitli kedilerin yeniden değerlendirilmesinin hangi sıklıkta olması gerektiği, gelişmelere veya eşzamanlı hastalıkların mevcudiyeti veya yokluğu ve bunların terapötik rejimine bağlıdır. Teşhisten sonra hasta sahibi ile gelişmeleri, aktivite düzeyi, iştah ve vücut ağırlığı konusunda görüşmek üzere başlangıçta iki haftada bir klinikte kontrol yapılmalıdır. Laboratuvar testlerinden eşzamanlı hastalıklar ve Spec fPL® Testi konsantrasyonunun değerlendirilmesinde yararlanılabilir.

Glukokortikoidlerle tedavi ederken, temel bir Spec fPL Testi önerilir. Başladıktan 10-14 gün sonra tedaviye yanıtı değerlendirmek için yeniden kontrol önerilir. Eğer kedi klinik olarak düzeldiyse ve Spec fPL konsantrasyonu azaldıysa, tedaviye devam edilmelidir. Herhangi bir gelişme gözlenmiyorsa ve Spec fPL konsantrasyonu değişmeden kaldıysa veya artarsa, tedavi kesilmelidir.

Kobalamin takviyesi başlanan pankreatit ve eşzamanlı bağırsak hastalığı olan kedilerde, kobalamin tekrarlanır ve Spesifik fPL konsantrasyonları kobalamin tedavisinin başlatılmasından bir ay sonra yeniden değerlendirilmelidir.

Prognoz

Pankreatitli kedilerin prognozu doğrudan hastalığın şiddeti ile ilgilidir. Akut, şiddetli hastalığı olan kediler, özellikle sistemik komplikasyonlar varsa, kötü bir prognoz gösterir. Hipokalsemi, akut nekrotizan pankreatitli kedide bir  komplikasyondur ve daha kötü bir prognozla ilişkilidir. Bir çalışmada, akut pankreatitli ve eşzamanlı hepatik lipidozisli kedilerin, sadece tek başına lipidozis karaciğer hastalığı olan kedilere göre daha kötü prognoza sahip olduğunu göstermektedir. Kronik pankreatitli kedilerde sık görülür ve uzun süreli bir tedavi gerekir. Ek olarak, eşzamanlı diyabetes mellitus, inflamatuar barsak hastalığı gibi hastalıklar ve kolanjiohepatit, pankreatitin tedavisini zorlaştırabilir. Bu kedilerin sağlığı, tüm eşzamanlı hastalıkların başarılı yönetimine bağlıdır.

Kaynak: https://www.idexx.com/files/spec-fpl-treatment-for-feline-pancreatitis.pdf

Anahtar Kelimeler: Kedilerde kronik böbrek yetmezliği, kedilerde böbrek yetmezliği, kedi ve böbrek yetmezliği, kedilerde fosforun önemi, kedi ve fosforkedilerde diyabet, kedi ve diyabet, diyabet ve kedi, kedilerde şeker hastalığı, kedi ve şeker hastalığı, şeker hastalığı ve diyabetkedilerde kan şekeri, kedi ve kan şekeri, kedilerde yüksek kan şekeri, kedi ve yüksek kan şekerikedilerde pankreatitis, kedilerde pankreatit

Paylaşmak önemsemektir!

Share

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Copy Protected by Chetan's WP-Copyprotect.