Şimdi artık hasat mevsimi. Bulunduğumuz şehrin azıcık dışına çıktığımızda, alabildiğine dalgalanan buğday/arpa tarlalarını göreceksiniz. Rüzgarda sarı bir deniz gibi dalgalanıyorlar. Yaklaşın, altın gibi koca koca başaklara hayran kalacaksınız. Niye mi bu fasıl? Şimdi tarla sahibine yaklaşın ve en şirin yüz ifadenizle, “tarlanın en kenarından bir kucak başak almak istediğinizi” söyleyin. Bazen size tuhaf gözlerle bakıp, yol hakkıdır deyip tarlanın en dışından almanıza izin verecekler, bazen de “şu kadar ver bakalım” diyeceklerdir. Verin, helal olsun. Çünkü size çok büyük bir yardımda bulunmuş olacak. Yanınızda götürdüğünz keskin bir bıçakla bir kucak kesip, bagaja atın. Evde onları şık bir emaye kovanın/büyük saksının içine yerleştirin ve uygun bir yere dekoratif bir obje olarak koyun.
Hala anlamadınız mı? Pisileriniz, gelip gidip başakların kılçıklarını kemirecekler, tüy topakları için hemen çalışmaya başlamış olacaklar. Peki mama? Onun tarifi de aşağıda:
Malzemeler:
Yaş mama (hangisini seviyorlarsa) ya da ev maması, 1 ad. başak ve sapları, 1 çay kaşığının ucuyla Magnesie Calcine tozu veya 1 tatlı kaşığı Duphalac şurup.
Hazırlanışı:
Başaktaki taneleri ayıklayıp, kenara koyun. Kalan sap ve kıymıkları robotta çekin, saman yapın.
2 dolu tatlı kaşığı yaş mamayı tabağa koyun, içine 1 çay kaşığı saman ve bir kaç tane buğday/arpa atın. İçine çay kaşığının ucuyla Magnesie Calcine/Duphalac katıp, iyice karıştırın. Azıcık (bir kaç damla) ılık su ilave edip, pisinize verin. Akşama ne kabızlık, ne de tüy topağı kalacak. Pisiniz de huzurlu bir uyku çekecek.
Bu karışımı, eğer kabızlık çoksa gün aşırı verin, sonra yavaş yavaş azaltarak kesin. Samanlar ve taneler, tüy topaklarına takılarak, onları bağırsaklardan aşağı çekerken, yumuşatıcılar da onlara yardımcı olacaktır.
Afiyet olsun!
“Diyabetik Kedi” site yöneticisi