Eveeet, videomuz da hazır! İyi seyirler…. Bugün yine Meliha Yılmaz Vakfı’nın, Gölbaşı’ndaki barınağına gittik. Ama bu defa tek değildim. Ailem de benimle birlikteydi (oğlum ve eşim). Ayrıca dostlarımızdan Elvan Hn. ve arkadaşı da bizimle birlikteydi. Bu defa sadece gezip izlemekle yetinmedik, 5 kişi “tıbbi malzeme odası”nı revize ettik. Öyle hafif bir iş sanmayın. Tüm malzemeler tek tek elimizden geçti ve yeniden raflara dizildi. Hava kararmaya başlayınca bıraktık ama, haftaya devam etmemiz gerekiyor. Sizler de katılırsanız, yeni bir güç ve enerji ile oraları pırıl pırıl yapabiliriz. Bize katılmak isterseniz, hafta içinde haberleşelim. Resimler mi? Durun biraz nefes alayım. Alıştınız tabii değil mi? Umarım yarın hepsini bilgisayara yükleyip, sizlerle paylaşmaya çalışacağım
. Ama bağışlarımızın azlığı beni çok üzüyor. Bu kadar can destek beklerken…
Dün Meliha Yılmaz Vakfı’nın, Gölbaşı’ndaki barınağına gittim. Döner dönmez de, sizlerle yazının devamındaki mesajı paylaştım.
Merhabalar,
Gölbaşı Barınağından az önce döndüm. Siteye haber yapmadan önce sıcağı sıcağına sizlere yazmak istedim.
Bağış eşyaları teslim ettim ve barınağın her tarafını gezdim. Hüngür hüngür ağlayarak döneceğimi sanıyordum ama öyle olmadı. Evet çamur var, evet olanaksızlık diz boyu ama, köpeklerin hepsi (bir kısım buraya gelmeden önce görmüş oldukları muameleler yüzünden davranış sorunu olanların dışında) sevgi dolu ama hepsi tok. Sıska bir hayvana rastlamadım. Bunları fotoğraflarla belgeledim. Mine Hn. ne yapıp edip, onları doyuruyor. İşçiler de canla başla çalışıyor. Olanaksızlıkları, hayvanlar lehine olanağa çevirmeye çalışıyorlar.
Gönderdiklerinize gelince, bu kadar mı makbule geçer? Bu kadar işe yaradığını gördüğüm nadir bir bağıştı. Başka nelere ihtiyaçlarını sorduğuımda, çok mütevazı idiler. Şofbenleri bozukmuş ve 1 aydır orada banyo yapamıyor, başka yerlere gidiyorlarmış.
Bunları da zorla öğrenebildim: İşçi eldivenleri, kışlık giysiler ve her türlü mutfak malzemesi daha gerekiyor. Ben çevremi araştıracağım, sizlerin de aklında olsun.
Ayrıca sizlerin teklif ettiği ve benim onlara sormak istediğim, kadın ve çocuk eşyaları da makbule geçecek. Çünkü ailelerine götürecekler. En kısa zamanda, 2. bir parti daha yapıp, barınağa gideceğim.
Barınağa sadece yardım malzemesi götürmeyi değil, haftada en az 1 gün bedenen çalışmak üzere gitmeyi ve eğer sizler de isterseniz, birer ikişer götürmeyi istiyorum.
Şimdilik bu kadar. Hepinize binlerce teşekkür ve selam getirdim. Fotoğrafları yarın sitede yayımlayıp, hepinizi bilgilendireceğim.
Saygılarımla
Ancak biliyoruz ki, oradaki binlerce köpeciği emanet ettiğimiz çalışanların da durumları çok iyi değil. Buna hem çalışma, hem de yaşam koşulları dahil. O yüzden, bu defa onları da düşünerek bir çalışma yaptık. Birçoğunun yüzlerini dahi görmediğim sevgili hayvansever dostlarımız, arabamı tavanına kadar eşyalarla donattılar. Ben de Bakıf Başkanı Mine Eren ile birlikte barınağa götürüp, tutanakla teslim ettim.
Barınaklara gitmekten hep korkarım. Çünkü dönüşümde normal hayatıma dönmem çok zamanımı alır. Bu defa da korkarak gittim ama mutlulukla döndüm. Hele bizi karşılayan onlarca köpişin arasında ne kadar mutlu olduğumu anlatamam. Birini severken, diğerleri burunları ile ittirip kaktırdı beni. Ama hiç incitmeden. Kocaman çoban köpeklerinin kedi yumuşaklığı ile Mine Hn.a kendilerini öptürmek için uğraşmaları ise çok duygulandırdı beni.
Her tarafı dolaştık. Mazlumları, huysuzları, şiddet görmüş olanları, sıcacık evinden atılanları, sakatları, sağlamları gözleri görmeyen ve yaşlılıktan muzdarip olanları. Hikayeler farklı olsa da, orada bulunmaktan şikayetçi olmadıklarını gördüm. Sırayla da olsa, hepsi sevgiden nasiplerini alıyorlar ve bundan hoşnutlar.
3000 köpeğin barındığı bu alanda, köpeklerin hepsinin çok besili olduklarını görmek beni çok şaşırttı. Beslenmeleri için yapılan fedakarlıkları öğrenince de, şaşkınlıktan donakaldım.
Bir kısmı çok küçük, bir kısmı hasta olanlar ise kulübelerin içinde, ısıtılarak bakılıyorlar. İyileşip, büyüyünce, onlar da dışarıdaki kulübelerine gidecekler.
Abartılı pembe bir tablo çizmek istemem. Dışarıda ve içeride yapılması gereken çok düzenleme var. Ancak ellerindeki olanakları mümkün olan en iyi şekilde kullanmaya çalıştıkları kesin. Daha iyisi yapılamaz mı? Belki. Bunu söyleyebilmek için, benim gittiğim günkü gibi güneşli bir havada değil, karlı, yağmurlu, Ankara ayazında gitmeliyim ki, doğru nitelemeler yapabileyim.
Video size çok şeyler anlatacak zaten. Ben sadece onları desteklemeye devam etmemiz gerektiğini, çalışanların taltif edilmesinin bu tür barınaklarda çok olumlu sonuçlar vereceğini, oradaki gereksinimleri birinci ağızdan aktarmaya çalışıyorum. Eksiğim olabilir ama fazlam yok, inanın.
Çalışanların 1 aydır şofbenleri bozukmuş. Bugün bir üyemiz yepyeni bir şofben hediye ediyor. Umarım çalışır da, rahat ederler.
Televizyonları bozukmuş, götürdüm. Giysiler, yastık yorgan, battaniye, yolluk, kilim vs. götürdüklerimiz. Ama sık eskiyen işçi eldivenlerine, çizmelere, kışlık yün bere ve şapkalara, çok bol miktarda kovalara, halı, kilim, halıflexlere, bol miktarda mutfak eşyalarına, hayvanların altına serilmek üzere bol miktarda iri talaşa, kulübelerin çatıları için saç malzemeye ihtiyaçları var. Ankara’da iseniz ve bu malzemelerden elinizde varsa, bana ulaşıp, bilgi verirseniz, yine kendi arabamla makul bir yerlerden almaya çalışırım.
Şimdi sözü resimlere bırakıp, geri bildirimlerinizi bekliyorum. Saygılarımla
“Diyabetik Kedi” site yöneticisi